Sigorta esasında katlanamayacağımız mali yükler getirecek riskleri üzerimizden atmamızı sağlar. Bu nedenle prim artışını minimize ederek ürün sürekliliği sağlayabilmek son derece önemlidir. Aksi halde bilinçsiz kullanımdan ötürü faydalanamayacağımız indirim veya sürprimlerle ürün pahalı hale gelebilir ve asıl ihtiyaç duyduğumuz zamanda, yüksek prim nedeniyle sağlık sigortamızdan vazgeçmiş olabiliriz. Sağlık sigortasının üzerimize getireceği prim yükünü asgariye çekebilmek için kullanılabilecek indirimler aşağıda verilmektedir.
Bireysel emeklilik sisteminde kişiler ödedikleri katkı payının %25’ine denk gelen tutarı devlet katkısı olarak almaktadırlar. Sağlık sigortasında da devletin bir katkısı vardır ancak burada ödedikleri primi vergi matrahından düşebilmektedirler. Şöyle ki;
Ücretliler ile ücretliler dışında gelir elde edenlerden gelir vergisi beyannamesi verenler, bu vergi indiriminden faydalanabilirler. Aylık brüt ücretin veya beyannamede beyan edilen gelirin %15’ini aşmayan prim ödemeleri vergi matrahından düşülebilmektedir.
Hal böyle olmakla birlikte, düşülecek miktar hiçbir surette brüt asgari ücret tutarından fazla olamaz. Örneğin; aylık brüt ücreti 30.000 TL olan bir kişi 4.500 TL tutarındaki primi değil; aylık brüt asgari ücreti düşebilmektedir.
Vergiden matrahından düşecek kişinin kendine, eşine veya çocuklarına ait sağlık sigortası primleri bu indirime konu olabilmektedir. Sigorta Türkiye’de faaliyette bulunan bir sigorta şirketinden yaptırılması ve ödemenin de ispat edilmesi şarttır.
Bu çerçevede %27 vergi dilimindeki bir kişinin aylık 500 TL sağlık sigorta prim ödemesi olduğunu varsayarsak, bu tutarı vergi matrahından düşmesi neticesinde sağlık sigorta primi vergilendirilmeyecek ve nihayetinde 500 TL’nin %27’sine denk gelen 135 TL yapılan vergi tasarrufu ile ödenmiş olacaktır. Bahse konu bu sigortanın vatandaşa maliyeti 500 TL’den 365 TL’ye düşmüş olacaktır.