Sigorta Araştırmaları Dergisi Sayı 12


Sigorta Araştırmaları Dergisi Sayı 12

Yayın No : SAD-12

Yayın Tarihi : Haziran 2016

Sayfa Sayısı : 155

Fiyatı : 350 ₺ + KDV

İçindekiler :

PDF İÇİN TIKLAYIN


Ekonomilerin gelişmişliğinden söz edilirken ekseriyetle milli gelir büyüklüğü, kişi başına düşen milli gelir gibi bazı referans değerlere atıfta bulunulur. Bahse konu değerler bize belirli bir zaman dilimine ait büyüklükleri verir. Bunlar muhakkak ki ekonomileri ele alırken son derece önemlidir ancak ulaşılan bu değerlerin sürdürülebilirliği en az bu değerlerin büyüklükleri kadar, hatta daha fazla önemlidir.

Buradaki sürdürülebilirlik birçoğumuzca sadece performansla ilişkilendirilmektedir. Tabii ki sürdürülebilirlikte performans olmazsa olmaz bir kriterdir. Ekonomik değerlerdeki sürdürülebilirliğin ilk şartı, referans alınan yılda gösterilen performansın takip eden yıllarda asgari performans olarak kabul edilmesidir.

Takip eden yıllarda hedeflenen performansın tutturulması, milli gelir gibi hayati öneme haiz ekonomik büyüklüklerin sürdürülebilirliğini tek başına sağlar mı? Daha küçük ölçekte aynı soruyu sorarsak, kişilerin veya kurumların performans kriterlerini yerine getirdiği dönemlerde, önceki dönemlerde elde edilen gelirlerin tutturulması veya aşılmasının temel şartı nedir? Toplum ekonomileri için geçerli olan ilk şart; daha küçük ölçekte de aynen geçerlidir; performans. Ancak kişiler, kurumlar ve ülke ekonomileri için sürdürülebilirliğin temel şartlarından bir diğeri ise; kişi, kurum ve ekonomilerden bağımsız dışsal negatif faktörlerin hedeflere etki edemeyecek durumda olmasıdır. Bu riskler yok edilemeyeceğine göre; taşınmakta olan risklerden bir şekilde arınmak gerekmektedir. Risklerden arınma devirle; devir de sigorta aracılığıyla gerçekleşmektedir.  Dolayısıyla var olan ekonomik başarıların sürdürülebilirliğinin temel şartı, performansın yanı sıra o toplumdaki kişi ve kurumlarda var olan sigorta bilincinin yüksek olmasına; diğer bir deyişle sigortalılık oranının yüksek olmasına kısaca risklerin devredilmiş olmasına bağlıdır.

Ne kadar üstün performans gösterilirse gösterilsin, ilgili yılda ortaya çıkabilecek deprem, sel gibi katastrofik bir risk, tüm performans değerlerini yerle bir edip, bir önceki dönem sonuçlarının çok altında kalınmasına; hatta takip eden yıllardaki enerjinin önemli bir bölümünün de bu yaraların sarılması yönünde harcanmasına neden olabilir. Sigorta bilincinin yüksekliği, insanoğlunun önünü alamayacağı bu tür felaketlerin ekonomiye vuracağı darbeleri asgariye indirir; hatta bazen yurt dışı reasürans yoluyla ülkeye giren dış kaynak katkısı sayesinde ekonomide yeniden yapılanmaya bağlı bir büyüme/canlılık dahi yaşanabilir.

Bu açıklamalar sonrasında şunu rahatlıkla dillendirebileceğimizi düşünüyorum; “Ekonomilerin değerlendirilmesinde sigortalılık oranı da en az milli gelir; kişi başına düşen milli gelir gibi kriterler kadar önemlidir; çünkü sigortalılık oranı tüm bu değerlerin devamlılığını kurumsal bir güvence altına alır.”

Bu açıdan baktığımızda, üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizde sigorta bilinci ve buna bağlı olarak oluşan sigortalılık oranı son derece düşüktür. Bunun temel sebebi sigortayı tanımayışımız; faydaları hakkında bilgi sahibi olmayışımızdır. Hepimizin bildiği üzere, eğitim iki kutsal mecrada alınır; ilki aile, ikincisi ise okuldur. Ailede anne baba sigortayı bilmeyince; okul müfredatında da sigortaya yer verilmeyince, bireyler sigortaya ilişkin öngörülerini kaynağı belli olmayan kulaktan dolma, doğruluğu tartışılır bilgilerle oluşturmaktadırlar. Böyle bir bilgilenmenin üzerine sağlıklı bir bilincin kurulamayacağı da aşikardır.

Ülke ekonomisi için böylesine önem taşıyan sigortacılıkta, sağlıklı bir bilgi ve bilince altlık oluşturacak hamlelerin, bilimsel nitelikli çalışmalardan filizleneceğinden hareketle; 2005 yılından bu yana aralıksız olarak bilim kurulu onaylı makaleleri Vakıf olarak destekliyor; düzenli olarak sigortacılık özelinde ilk ve tek hakemli dergi olan Sigorta Araştırmaları Dergisi’nde (SAD) yayınlıyoruz. Yayınladığımız bu dergi sigortacılıkla ilgili tüm üniversitelere, kurum ve kuruluşlara da Vakfımızca ulaştırılmaktadır.

Uzun bir süreç sonunda tamamlayarak bu sayımızda yayınlayacağımız makalelerin tümü “Bilim Kurulu Onaylı Eserler”den oluşmaktadır. Makale sahiplerine yapmış oldukları titiz çalışmalar ve vermiş oldukları destekten ötürü içten teşekkürlerimi sunarım. Bu vesile ile sigortacılıkla ilgili olup birikimini makaleye dökebilecek herkesi Sigorta Araştırmaları Dergisine destek olmaya davet ediyorum. Dergimizin sonunda yer alan yazım kurallarına uygun bir şekilde kaleme alınmış makalelerinizi hazır olduğu anda bizlerle paylaşabilirsiniz. Bu süreci memnuniyetle yürüteceğimizi; SAD vasıtasıyla yukarıda belirtmiş olduğum amaç için TSEV ekibi olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi belirtir; dergide buluşacağınız birbirinden değerli yedi makalenin, başta sigorta sektörü ve akademik çevreler olmak üzere tüm ilgililere yararlı olmasını dilerim.

Mehmet KALKAVAN

Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı

Müdür



Platformunuzu seçin ve Paylaşın!